Re:Cycle #30 : Platformların Ötesi: Yayıncılık, Yaratıcılık ve Yeni Kurallar
Cannes Lions, sosyal internet, dijital yayıncılığa sansür, platform gelişmeleri, 2025'in trend içerik stratejileri... Geçtiğimiz hafta Kozmonot radarına takılanlara birlikte göz atalım!
24 Haziran Salı gününden merhaba.
Dijital pazarlama ekosistemi, bu hafta bir kavşakta: Bir yanda Cannes Lions sahnesinde yapay zekayla yeniden tanımlanan yaratıcılık ve içerik üretimi; diğer yanda dijital yayıncılığın bağımsızlığını, ifade özgürlüğünü ve platformların düzenlenme sınırlarını sorgulatan RTÜK müdahaleleri.
Cannes Lions’ta yapay zekayla oluşturulan kampanyalar yalnızca birer “örnek başarı” değil; medya ajansları, kreatif ekipler ve markalar için üretim süreçlerinin, ekip mimarisinin ve yaratıcılığın yalnızca kreatif fikir değil, sistem mimarisi ve üretim altyapısı düzeyinde nasıl evrileceğine dair açık sinyaller sunuyor. Statik içerikten animasyonlu varyasyonlara, sticker’lı CTA’lardan sesli AI destekli üretime kadar uzanan bu dönüşüm, artık “ölçeklenebilirlik” kadar “kişiselleştirilmiş özgünlük” kavramını da masaya getiriyor.
Ancak bu teknolojik ilerleme ve yaratıcılık kutlamasının tam karşısında, YouTube’da yayın yapan bağımsız içerik üreticilerine yönelik RTÜK lisans uyarısı gibi gelişmeler, dijital yayıncılıkta yeni bir regülasyon döneminin başlayabileceğini düşündürüyor. Fatih Altaylı’nın “Yorumlayamıyor” başlıklı boş koltuk videosunun milyonlara ulaşan etkisi, artık sessizliğin bile dijitalde bir medya dili olduğunu kanıtladı. Bu içeriklerin, sembolik ve hukuki anlamları kadar, platform stratejileri açısından da yeni bir dönem başlatması olası. Bu dönüşüm, içerik üreticileri için yalnızca ne söylediklerini değil, platformlar üzerindeki varlıklarını nasıl sürdürebileceklerini de yeniden tanımlamayı gerektiriyor.
Diğer yandan pazarlama teknolojilerindeki gelişmeler — Google’ın AI tabanlı “Commerce Media Suite” girişimi, Search Console’da AI trafiğini ayıran yeni ölçüm setleri, Shorts’un 200 milyar izlenmeye ulaşması ve Meta’nın yeni Reels stratejisi — dijital kampanyalarda görünürlüğü yönetmenin çok daha teknik, çok daha veri bazlı ve çok daha hızlı hâle geldiğini gösteriyor.
Bu haftaki Re:Cycle sayısı, dijital pazarlamanın güven, üretim ve platform stratejileri ekseninde yeniden şekillendiği bu kırılma anının izini sürüyor — çünkü artık sadece mesaj değil, mecra, model ve metrikler de yeniden yazılıyor.
Popüler Kültür Notu: Bir Vefat, Bir Sessizlik ve Bir Platform Gerçeği
Nihal Candan’ın vefatı, yalnızca bir ünlü figürünün kaybı değil; aynı zamanda sosyal medya çağında “yas”ın nasıl yaşandığına, görünürlükle duygusallığın nasıl iç içe geçtiğine dair çarpıcı bir örnek sundu. Gündem hızla dijitalleşti; platformlar ise bu süreci sessizlikle değil, içerikle doldurdu.
Vefatın ardından yalnızca bir gün geçmişken, kardeşi Bahar Candan’ın Instagram’da paylaştığı hikayeler (ne amaçla yapıldığı bilinmesek de) etkileşim ile yas, paylaşım ile mahremiyet arasındaki çizginin giderek silikleştiğini gösterdi.
Burada bireysel bir davranışı değil; platformların duygularla kurduğu teşvik sistemini sorgulamak gerekiyor. Sosyal medya, artık yalnızca ne hissettiğimizi değil, o hissi nasıl paketleyip sunduğumuzu da belirliyor. Sessizlik, anlamını kaybediyor; duygu bile bir “format” haline geliyor.
Ve bu durum bize bir kez daha hatırlatıyor: Dijital kültürde hiçbir duygu, bağlamından bağımsız değil. Yas da görünürlük ekonomisinin parçası olabiliyor.
Kuş Bakışı
🦁 Ad Just Brand bir kamu hizmeti yaparak Cannes Lions 2025’te ‘grand prix’ kazanan işleri sıralamış, iyi okumalar. Ayrıca bakmak isterseniz, Cannes Lions 2025’e göre dünyanın en iyi çekilmiş reklamları
📺 RTÜK, tutuklu gazeteci Fatih Altaylı’nın yayın yaptığı YouTube kanalına yönelik bir uyarı yayımlayarak, platformun lisans alması için 72 saat süre tanıdı. Aksi takdirde içeriklere erişimin engellenmesi ya da kaldırılması için mahkemeye başvurulacağı bildirildi.
RTÜK, tutuklu gazeteci Fatih Altaylı’nın yayın yaptığı YouTube kanalına yönelik bir uyarı yayımlayarak, platformun lisans alması için 72 saat süre tanıdı. Aksi takdirde içeriklere erişimin engellenmesi ya da kaldırılması için mahkemeye başvurulacağı bildirildi.
Uyarının ardından Altaylı’nın kanalında yayınlanan 10 dakikalık sessiz protesto videosu –boş bir koltuk, sessizlik ve “Fatih Altaylı YORUMLAYAMIYOR” başlığı– yalnızca ilk 9 saatte 700 bin izlenmeye aştı. Yayın, şu an itibarıyla 1.35 milyon izlenmeyle kanalın en çok görüntülenen videoları arasında yer alıyor. Bugün yayınlanan ikinci “boş koltuk” temalı video da benzer bir izlenme trendi sergiliyor.
Bu içerikler, dijital yayıncılığın yalnızca teknik değil; sembolik, hukuki ve kültürel anlamda da yeni bir bağlamda değerlendirilmeye başlandığını gösteriyor. YouTube gibi platformların geleneksel medya düzenlemeleriyle kesiştiği bu yeni alan, önümüzdeki dönemde içerik üretiminin yönünü ve sınırlarını belirleyecek tartışmaların merkezinde olabilir.
Google
Google Ads, dönüşüm değerlerini tahminlemeye başladı. Reklamverenlerin ileriye dönük kampanya analizlerinde daha net projeksiyon yapabilmesi için, Google Ads’e yeni bir metrik eklendi: “Conv. value (incl. predicted)”. Bu metrik, mevcut dönüşüm değerlerine yapay zeka ile tahminlenen gelecek değerleri de dahil ederek, bütçe optimizasyonu ve teklif stratejisi için daha kapsamlı bir görünürlük sağlıyor.
Arama ağı kampanyalarından Görüntülü Reklam Ağı çıkarılıyor. Google, arama ağı (Search Network) kampanyalarına otomatik olarak dahil edilen Görüntülü Reklam Ağı (Display Network) özelliğini devre dışı bırakıyor. Bu değişiklik, reklam bütçesinin daha odaklı kullanılmasını sağlamak üzere alındı. Önceden kampanya bazlı devre dışı bırakılması gereken özellik artık sistemden kaldırılıyor.
Shorts, günlük 200 milyar izlenmeye ulaştı. YouTube, kısa video formatı Shorts’un günlük izlenme sayısının dünya genelinde 200 milyarı aştığını duyurdu. Bu sayı, TikTok’un global erişimiyle yarışır hale gelen Shorts’un YouTube ekosistemindeki merkezi konumunu daha da pekiştiriyor.
Rekabet Kurumu, Google PMAX’e soruşturma başlattı.
Commerce Media Suite ile perakende reklamcılığına AI dokunuşu. Google, perakende sektörüne yönelik AI destekli reklam çözümü olan Commerce Media Suite’in beta sürümünü başlattı. Search Ads 360, Display & Video 360 ve Google Ads entegrasyonu ile ürün katalogları, kullanıcı verisi ve dönüşüm odaklı optimizasyon araçları tek çatı altında birleşiyor. Bu hamle, özellikle e-ticaret markalarına tam kapsamlı ölçümleme ve içerik senkronizasyonu sunmayı amaçlıyor.
Sesli arama yeniden tanımlanıyor: Search Live. Google, ABD’deki iOS ve Android kullanıcılarına yönelik yeni bir sesli arama deneyimi olan Search Live’ı kullanıma sundu. Kullanıcılar, uygulamadan çıkmadan konuşarak arama yapabiliyor, sesli yanıtlar alabiliyor ve önerilen bağlantılara doğrudan erişebiliyor. Bu özellik, klasik arama davranışlarını dönüştürmeyi hedefleyen ilk adım olarak görülüyor.
Google Gemini, Android Auto'ya Entegre Oluyor: Sürüş Deneyimini Yapay Zeka ile Geliştirecek
Search Console, yapay zeka kaynaklı trafiği ayırıyor. Google Search Console'a yeni bir kategori eklendi: AI Mode. Bu güncelleme sayesinde, Google AI sistemleri tarafından yönlendirilen trafiği ayrı bir sekme üzerinden analiz etmek mümkün hale geliyor. AI tabanlı öneri sistemlerinden gelen kullanıcı davranışı artık diğer kaynaklardan ayrıştırılarak ölçülebilecek.
AI Insights ile içerik fikirleri yapay zekadan. YouTube, içerik üreticilerinin yeni fikirler bulmasını kolaylaştırmak için “AI Insights for Content Brainstorming” adlı bir özellik yayınladı. Sistem, geçmiş performans, izleyici davranışları ve platformdaki trend verilerini analiz ederek, üreticilere ne tür içeriklerin öne çıkabileceğine dair kişiselleştirilmiş öneriler sunuyor. Özellik, YouTube Studio üzerinden erişilebiliyor ve ilk etapta İngilizce içerik üreticilerine açıldı.
Veo 3 ile sesli komuttan video üretimi Shorts’a geliyor. YouTube, Google DeepMind tarafından geliştirilen Veo 3 modelini Shorts’a entegre edeceğini duyurdu. Kullanıcılar, yazılı veya sesli komutlarla 5 saniyelik kısa videolar oluşturabilecek. Bu özellik, özellikle reklam ve kampanya içeriği üretiminde mikro-yaratıcılığı desteklemek üzere konumlanıyor.
Shorts ürün etiketleri artık videonun her yerine eklenebilecek. Daha önce yalnızca belirli alanlara konumlandırılabilen ürün etiketleri, artık Shorts videolarında istenilen zaman koduna ve bölgeye yerleştirilebilecek. Bu değişiklik, markaların videolar içinde ürün yerleştirmesini çok daha doğal ve esnek kılmayı hedefliyor.
Meta
Cannes Lions sahnesinde Advantage+ evrimi: Meta, Cannes Lions 2024’te Advantage+ ürün grubunu ileri seviye Gen AI araçlarıyla genişletti. Statik reklam görselleri artık sistem tarafından otomatik olarak animasyonlu videolara dönüştürülebiliyor. Bunun yanı sıra, markanın mevcut renk paleti, yazı tipi ve logosuna uygun varyasyonlar üretilebiliyor. Paket, ayrıca video öne çıkarma (highlight extraction), sticker’lı CTA entegrasyonu ve sesli AI destekli SSS (FAQ) üretimi gibi fonksiyonları da içeriyor. Meta, ilk testlerde ROAS’ın %22’ye kadar arttığını açıkladı.
Facebook’un Reels kararında netleşme. Meta, Facebook platformunda yüklenen tüm videoların bundan böyle Reels formatına dönüştürüleceğini duyurdu. Bu adım, Meta’nın kısa video stratejisini tüm dikeylerde birleştirme hamlesi olarak yorumlanıyor.
Ek olarak: Instagram Reels süresi 20 dakikaya çıktı.
Instagram, uzun süredir farklı platformlarda yer alan repost özelliğini test etmeye başladı. X, Threads ve TikTok’ta görmeye alıştığımız yeniden paylaşım butonu, bazı kullanıcıların hesaplarında aniden belirmeye başladı. Özellik, şu an sınırlı test aşamasında ve tüm kullanıcılara açılıp açılmayacağı henüz net değil. Ancak bu hamle, Instagram’ın kullanıcı akışında içerik dolaşımını merkezileştirme ve platform içi yayılımı hızlandırma hedefiyle uyumlu görünüyor.
Meta, Oakley iş birliğiyle yeni akıllı gözlüklerini tanıttı.
TikTok
TikTok, 2025’in ilk yarısında TikTok Shop üzerinden yapılan satışların geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %120 arttığını açıkladı. Bu büyüme, platformun doğrudan alışverişi merkeze alan stratejisinin ve içerikle e-ticareti entegre eden yapısının artık pazardaki kalıcı bir oyuncuya dönüştüğünü gösteriyor. Tabii, bu özellik Türkiye’ye ne zaman gelir - ya da gelir mi?- bilmiyoruz…
Symphony AI ile 5 saniyelik reklam videoları üretilebiliyor. TikTok, Symphony çatısı altındaki yapay zeka araçlarını genişleterek artık yalnızca görsel ya da metin girdisiyle 5 saniyelik reklam videoları oluşturulmasına olanak tanıyor. Bu format, özellikle mobil reklamlar için mikro-video üretimini ölçeklemeye odaklanıyor. Araçlar; otomatik sahne kurgusu, metinden görsel senaryo oluşturma ve sesli anlatım gibi özellikler sunuyor.
ABD’de TikTok’un ByteDance’ten ayrılmaması durumunda platformun kapatılmasını öngören yasa kapsamında, 90 günlük bir erteleme daha verildi. Yeni takvime göre TikTok, Eylül ortasına kadar faaliyetlerine devam edebilecek. Bu süreçte olası satış veya yapılandırma adımlarının netleşmesi bekleniyor.
Yapay Zeka Gündemi
Meta’nın Scale AI’a 14,3 milyar dolarlık yatırım yaptığını açıklamasının hemen ardından, Google ve OpenAI tarafında dikkat çekici bir pozisyon değişikliği yaşanıyor. Reuters’ın haberine göre, her iki şirket de Scale AI ile yürüttükleri anlaşmaları iptal etmeye hazırlanıyor. Özellikle Google’ın 2025 içinde şirkete yapması planlanan 200 milyon dolarlık ödeme de bu değişiklikten etkilenebilir.
Okuma Önerisi: Have LLMs Finally Mastered Geolocation? | Foeka Postma - Nathan Patin, Bellingcat
“An ambiguous city street, a freshly mown field, and a parked armoured vehicle were among the example photos we chose to challenge Large Language Models (LLMs) from OpenAI, Google, Anthropic, Mistral and xAI to geolocate.
Back in July 2023, Bellingcat analysed the geolocation performance of OpenAI and Google’s models. Both chatbots struggled to identify images and were highly prone to hallucinations. However, since then, such models have rapidly evolved.
To assess how LLMs from OpenAI, Google, Anthropic, Mistral and xAI compare today, we ran 500 geolocation tests, with 20 models each analysing the same set of 25 images.”
🏛️ Ahmet Alphan Sabancı, n|okuyoruz bülteninin son sayısında Disney ve Universal’ın Midjourney’e açtığı telif hakkı davasını ele alıyor:
“Üretken YZ modelleriyle ilgili tartışmalar arasında en sık gündem olan ve bolca tartışmaya sebep olanların başında telif hakkı meselesi geliyor. Hem modellerin eğitim süreciyle hem de bunlarla üretilen görsellerde telif hakkı konusu derin tartışmalara ve davalara sebep oluyor. Geçtiğimiz günlerde bu davalara bir yenisi daha eklendi.
Disney ve Universal şirketleri, YZ görsel üretme platformu Midjourney’e ortak bir telif hakkı ihlali davası açarak platformun “onların telifli işlerinin sonsuz kopyasını üreten bir sanal otomat” olduğunu iddia ediyor. Davanın uzun bir süre devam edeceğini tahmin etmek zor değil, çünkü söz konusu kendi haklarını korumak için ABD’de telif hakkı koruma süresinin uzatılması için lobicilik yapıp başarıya ulaşan Disney ve avukatları.
Konuya sadece sınırlı bir noktadan bakınca bu davayı Disney’in kazanmasının sanatçılar için iyi bir sonuç olacağını düşünmek mümkün. Fakat burada unutulmaması gereken önemli nokta, genellikle bu tür şirketlerin açtığı davalarda amaç sanatçıları veya gerçekten yaratıcılık kısmında emek harcayan insanları değil, bu hakların sahibi olup genellikle sanatçıları sömürerek zenginleşen şirketlerin haklarını korumak oluyor.”
Ilgaz Gökırmaklı Dadanizm’de yayımlanan “Yapay zeka aynı zamanda terapistim olabilir mi?” başlıklı yazısında, “Modern hayatın bir getirisi olsa gerek mental sağlık sorunları hepimizin gündeminde. Terapiye gitmek, —tabii imkanı olanlar için— artık pilatese ya da seramik kursuna gitmek kadar sıradan. Üstelik ne mutlu ki mental zorluklar hakkında konuşmak da artık bir tabu olmaktan çok uzakta.
Peki modern hayatın bir diğer getirisi olan yapay zeka? Terapiyle güçlerini birleştirip bize yardımcı olabilir mi?” diye soruyor. Yapay zeka gündemine sadece gelişmeler, güncellemeler, satın almalar ve araştırma raporları bağlamında değil, ilişkisel ve insan açısından da bakmak isteyenler için güzel bir okuma.
Araştırma, Rapor, İstatistik
📑 BBC’nin R&D ekibinin yayınladığı Projections: The Social Internet raporu, sosyal medya deneyiminin giderek daha yüzeysel, kontrolsüz ve anonimleşen bir yapıya dönüştüğünü ortaya koyuyor. Kullanıcılar bu yapıya karşılık, daha küçük, sınırlı ve anlamlı dijital topluluklara yöneliyor. Sosyal medya artık paylaşım değil izleme alanı; platformlar da bağlantı değil görünürlük için tasarlanıyor.
Bu dönüşümde yapay zeka, içerik akışını yönlendiren görünmez bir el gibi işliyor. Ancak algoritmaların nasıl çalıştığına dair belirsizlik, içerikle bağ kurmayı zorlaştırıyor. Kullanıcılar neden belirli içeriklerle karşılaştığını sorgularken, içeriğin bağlamından kopuk şekilde tüketilmesi yaygınlaşıyor.
Buna karşın Discord, Reddit, özel Telegram grupları gibi yapılar daha özenli ilişkiler sunuyor. Bu alanlar genellikle ortak bir konu ya da “sosyal nesne” etrafında örülüyor. Katılım daha az gösterişli ama daha yoğun; içerikler daha az viral ama daha anlamlı. Topluluklar içinde bağ kurmak, genel platformlarda görünmekten daha önemli hâle geliyor.
Bu geçiş sadece bireysel kullanıcılarla sınırlı değil. Medya kurumları için de içerik stratejilerinin yeniden yapılandırılması anlamına geliyor. Kitlelere ulaşmak kadar, doğru bağlamda, doğru kişilerle temas etmek artık daha değerli. Platforma göre değil, topluluğa göre içerik üretmek; dikkat çekmekten çok etki yaratmak öncelikli hale geliyor.
Sosyal internetin geleceği, erişim mimarisinden ilişki mimarisine geçişle şekilleniyor. Bu mimari küçük, geçirgen, anlamlı ve dikkatli alanlarda kuruluyor.
Editör Notu: Eda Solmaz, Duende’de yayınlanan yazısında, Spotify Güney ve Doğu Avrupa Müzik Direktörü Melanie Parejo ile Loud & Clear 2024 raporu üzerinden, Türkiye’de genişleyen müzik pazarını ve Türkçe müziğin globalleşmesini konuşuyor.
📈 WPP’nin yayımladığı 2025 Yılı Ortası Küresel Reklam Tahmini raporuna göre, küresel reklam harcamaları bu yıl %6 büyüyerek 1,08 trilyon dolara ulaşacak. Detaylar: WPP’ye göre reklamcılığın geleceği: İçerik, ticaret, konum, zeka
♟️ 2025'e dair içerik pazarlaması stratejilerinde artık tekil kampanyaların ya da dikkat çekici formatların değil; güvenilirlik, veriyle anlatı (data storytelling) ve yapay zeka temelli otomasyonun merkeze alındığı bir yapı ön planda. Statista’nın 300 ABD’li pazarlamacıyla gerçekleştirdiği Content Marketing Trend Study 2025 araştırması, bu dönüşümü sadece kavramsal değil, sayısal göstergelerle de doğruluyor.
1. Güven: Stratejik Bir Varlık Olarak Konumlanıyor
Eskiden "yumuşak" bir hedef olarak görülen güven ve içerik itibarı, bugün içerik pazarlamasının ölçülebilir çıktıları arasında. B2B pazarlamacıların %61’i, içerik stratejilerinin en büyük kazanımı olarak “güven oluşturma”yı gösteriyor. Bu oran, etkileşim (%57) ve lead üretimi (%55) gibi geleneksel KPI’ların önüne geçiyor.
Bu bağlamda:
En etkili güven inşa yöntemleri: Güvenilir marka iş birlikleri (%61), şeffaf kaynak kullanımı (%49), doğrudan hedef kitle iletişimi (%49) ve veri bazlı içerikler (%47).
En çok güvenilen dağıtım kanalları: Sosyal medya (%69), podcast ve benzeri sesli formatlar (%61), içerik uygulamaları (%51) ve şirketin kendi web siteleri (%43).
Özellikle sesli içerikler, B2B özelinde bir güven ortamı oluşturmanın yeni yollarından biri hâline geliyor. Konu uzmanlarının sesi, anonim içeriklerin ötesine geçiyor.
Re:Cycle İçgörüsü: “Güven inşa eden içerikler” artık yalnızca iyi niyetli değil; operasyonel ve stratejik bir gereklilik. Bu dönüşüm, medya planlaması ile kreatif üretim arasında yeni bir koordinasyon gerektiriyor. Güvenilirlik, artık bir duygudan çok bir sistem çıktısı.
2. Veri Anlatısı: Bilgiden Anlama Geçiş
İçerik bolluğunda öne çıkmanın yolu, veriyi yalnızca kaynak olarak değil, anlatının ana ekseni olarak konumlandırmaktan geçiyor. B2B şirketlerinin %86’sı halihazırda data storytelling yöntemlerini içerik stratejisine entegre etmiş durumda. Üstelik bu sadece "gösterişli grafikler" değil; hedef kitleye özelleştirilmiş, bağlamlandırılmış ve haber değeri taşıyan içeriklerin bir bütünü.
Öne çıkan uygulamalar:
En çok kullanılan formatlar: Sosyal medya içerikleri (%54), video anlatımlar (%42), podcast’ler (%38), mikrositeler ve interaktif arayüzler (%36).
Başlıca zorluklar: Görselleştirme maliyeti (%64), kaliteli veriye erişim (%55), veri okuryazarlığı eksikliği (%45), içgörüyü anlatıya dönüştürme yetkinliği (%41).
Re:Cycle İçgörüsü: Veri anlatısı, pazarlama için yalnızca bir teknik değil; stratejik bir dil dönüşümü. Özellikle GenAI çağında içeriğin özgünlüğünü ve farkını belirleyen, kullanılan veri setinin niteliği değil, bu verinin nasıl yapılandırıldığı ve hikâyeye nasıl dönüştürüldüğü.
3. Yapay Zeka: Üretimden Optimizasyona Evrilen Bir Kas
B2B pazarlamacıların %92’si yapay zekayı düzenli olarak içerik üretim süreçlerine entegre etmiş durumda. İlk kullanım alanı müşteri hizmetleri (chatbot’lar) olarak öne çıkarken, içerik üretimi, kişiselleştirme ve içerik optimizasyonu gibi alanlarda da AI destekli çözümler yaygınlaşıyor.
Kritik noktalar:
En çok kullanılan AI araçları: ChatGPT (%55), Canva (%43), Gemini (%30), Adobe Firefly, DALL·E.
Önümüzdeki yıl için yatırım öncelikleri: İçerik yaratımı ve optimizasyon (%63), kişiselleştirme (%53), SEO (%53), veri analizi ve raporlama (%50).
Ana engeller: Veri güvenliği (%55), entegrasyon zorluğu (%51), kalite kontrol sorunları (%43), maliyet (%51).
Re:Cycle İçgörüsü: AI artık “destekleyici bir araç” olmaktan çıkıp, stratejik bir içerik partnerine evriliyor. Ancak başarı, yalnızca üretim kapasitesinde değil; üretimin ne ölçüde markanın tonu, hedef kitlenin ihtiyacı ve veriyle anlatının birleşimiyle bütünleştiğinde ortaya çıkıyor.
4. Yapı: Strateji ve Gerçeklik Arasındaki Boşluğu Kapatmak
Yükselen teknolojilere ve trendlere rağmen, içerik pazarlamasında temel sorun hala üretim tarafında. B2B pazarlamacıların %55’i yeterince kaliteli içerik üretemediğini söylüyor. Zorluklar arasında teknoloji yetersizliği (%47), segmentasyon eksikliği (%45) ve performans ölçümündeki belirsizlikler (%43) öne çıkıyor.
Bu zorluklara karşı çözüm önerileri ise net:
Daha iyi planlama süreçleri (%45)
Kreatif konulara erişim (%45)
İş ortaklıklarıyla dış kaynak kullanımı (%35)
İçerik dağıtımı (%67) ve üretimi (%62) en çok dış kaynak kullanılan alanlar
Re:Cycle İçgörüsü: Artık trendleri takip etmek değil, onları yapılandırmak önemli. İçerik stratejileri, ekip organizasyonundan dış kaynak iş birliklerine kadar sistemli hale gelmeden sürdürülebilir olamıyor. (Dış kaynak iş birlikleri pek türkçe bir ifade ya da sektörel bir kullanım gibi durmuyor, buna dönüp tekrar bakayım.)
5. 2025’in Belirleyici Trendleri: Odak, Seçicilik ve Entegrasyon
Araştırmanın sonunda öne çıkan stratejik yönelimler:
En kritik alanlar: Yapay zeka (%81), kişiselleştirme (%77), veri anlatısı (%76), kullanıcı kaynaklı içerikler (%76)
En fazla yatırım yapılacak alanlar: Pazarlama teknolojisi ve otomasyon (%42), içerik üretimi (%41), veri temelli pazarlama (%38), müşteri deneyimi odaklı kişiselleştirme (%37)
En çok ihtiyaç duyulan yetkinlikler: Yapay zeka (%58), sosyal medya trendleri (%49), otomasyon araçları (%43), data storytelling (%31)
Re:Cycle İçgörüsü: Trend takibi değil, trend entegrasyonu kritik hale geliyor. Sürdürülebilir başarı; AI, veri ve içerik üçgeninde, net stratejik hedeflerle ilerleyen ve bu hedefleri içerik diline, dağıtım planına ve KPI sistemine dönüştürebilen markalar için mümkün.
Bu veriler, içerik pazarlamasının artık “ne yaptığınızdan” çok, “nasıl ve neye göre yaptığınızla” şekillendiğini ortaya koyuyor. İçerik üretimi yalnızca nicel büyümeye değil, anlamlı bağlamlara, stratejik doğruluğa ve hedef kitleyle kurulan güvene dayanıyor. Bunun sonucunda da yapay zeka, veri ve içerik üçgeninde yükselen bu yeni paradigma, yalnızca dikkat çekmeyi değil, sürdürülebilir ilişki kurmayı hedefliyor. Bu yüzden, markaların bu yeni düzene uyumu, sadece teknolojik değil; organizasyonel, etik ve stratejik olarak da yeniden yapılanmayı gerektiriyor.
İçerik pazarlaması artık bir çıktı değil; bir yapı meselesi.
Yer İşaretleri
Dijital Haberciliğin 2025 Tablosu | Ahmet Alphan Sabancı, NewsLab Turkey
“Habercilik ve dijital yayıncılık dünyasının her yıl merakla beklediği ve üzerine bolca konuştuğu rapor yeniden karşımızda. Reuters Institute tarafından hazırlanan Digital News Report 2025, yine bizlere haber tüketimi ve insanların haberle olan ilişkisi hakkında bolca veri sunuyor.”
Artık markanın yaşı değil ‘anlamı’ önemli | Ece Sükan, Oksijen Gazetesi
“Bugünün tüketicisi, uzun hikayelere değil, netlik arayışına cevap veriyor. Bu da markaların “Kaç yıldır piyasadasın?” değil, “Benim için ne anlam ifade ediyorsun?” sorusuna verdikleri yanıtla ölçülmesine neden oluyor. Zamanın kendisi değil, zaman içindeki etki önem kazanıyor.”
MAGA’cılar bölünürken: Yeni medya, eski düzeni nasıl sarstı? | Ümit Alan, Quando
“…Daha doğrusu MAGA hareketi ikiye bölünmüş durumda: Kırmızı köşede, “Önce Amerika Milliyetçileri” var. Mavi köşedeyse “Önce Amerika Şahinleri.” Farkındayım, bu ikisi sanki aynı şeymiş gibi duruyor ama aralarında ton farkının ötesinde derin bir fark var. Gelin, yakından bakalım.”
Bot çiftlikleri metrikleri nasıl kırıyor? | Natasha Randhawa, Mediacat
“Sosyal medya her zaman gürültüyü ödüllendirmiştir. Ama bu gürültü, tasarlandığında, bir depodaki binlerce telefon tarafından beğenildiğinde ve yorumlandığında medya profesyonellerinin güvendiği metrikleri baltalar.”
You sound like ChatGPT | Sara Parker, The Verge
AI isn’t just impacting how we write — it’s changing how we speak and interact with others. And there’s only more to come.
Re:Cycle #27’de üniversiteden de hocam olan Kerem Rızvanoğlu’nun yeni podcast projesinden bahsetmiştik. Deneyim Stüdyosu'nun bu haftaki solo bölümünde de Anıl Taşhan moderatörlüğünde yapay zeka deneyimi üzerine konuşmayı sürdürüyorlar, iyi dinlemeler!
“Bu bölümde şu çok önemli soruya cevap arıyoruz: ""Herkes için kapsayıcı ve erişilebilir deneyimler" sunan yapay zeka platformları mümkün mü?"
Belli ki yapay zeka algoritmaları, bireylerin davranışlarını, tercihlerini ve ihtiyaçlarını daha iyi öğrenerek, kişi özelinde algoritmalar çalıştırmak suretiyle kullanıcı deneyimini öngörülenin ötesinde kişiselleştirme gücüne sahip olacak.
Peki bu algoritmalar özellikle çocuk, yaşlı, engelli, farklı kültürlerden gelen ve bilişim teknolojileri konusunda deneyimsiz kullanıcılar için ne katkılar sunabilir? Bu önemli tartışmaya toplumsal cinsiyet bağlamını da dahil etmek gerekiyor.”
Dijital medyanın yeni değeri: Derinlik | Can Semercioğlu, Scrolli
“…Medya artık kullanıcıların ihtiyaçlarına cevap vermiyor. Olsun. Daha yavaş, daha derin, daha iddialı bir yayıncılık modeli yavaş yavaş yükseliyor. Derinlemesine yayıncılık diyelim adına.”
Alıntı
“Yapay zeka ve getirdikleriyle bir sürü kişinin işsiz kalacağı, diğer taraftan her girişimcinin her istediği yazılım temelli fikri kısa sürede yatırımcı vs gerektirmeden hayata geçirebileceği, rekabetin tavan yapacağı, her şeyin deli gibi hızlı değiştiği ve tüm bunların sonucunda bu kadar güvensiz hissettiğimiz dünyada bence tek “değerli” kalacak şey “güven”.
Güven duymak ve güven vermek paha biçilemez.”
Selim Yörük | Ana Fikir #68
Yolluk
Instagram’ın 15. yılı kapsamında, Hypebeast ve Instagram CEO’su Adam Mosseri ortak bir paylaşım yaptı. Gönderide hem platformun bugüne kadar geçirdiği evrim hem de yeni lansmanı yapılan kampanya üzerinden Instagram’ın geleceğine dair ipuçları paylaşılıyor.
Ancak dikkat çekici bir detay var: Bu içerik, Substack üzerinde teknik olarak gömülü biçimde (embed) paylaşılamıyor. Görünüşe göre Meta, Adam Mosseri’ye ait bireysel paylaşımların dış kaynaklarda embed edilmesini kısıtlayan bir yapılandırma devreye almış olabilir. Gelişme, Meta’nın platform dışı içerik erişimini kontrol altına alma stratejisinin bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
Bu yüzden içeriğe maalesef bu linkten ulaşabilirsiniz.
Kapanış Notu
Bu haftanın gündeminde teknoloji, yaratıcılık ve düzenlemeler öne çıksa da, gözden kaçmaması gereken başka bir eksen daha var: Dijitalin “sosyal” yönü. BBC’nin son “Projections: The Social Internet” raporu, sosyal medya deneyiminin artık bağlantı değil; görünürlük odaklı, yüzeysel ve kontrolsüz bir yapıya evrildiğini ortaya koyuyor.
Bu değişim, kullanıcıların daha küçük, daha niş ve daha bağlamsal dijital topluluklara yönelmesine neden oluyor. Kitle iletişiminin yerini ilişki mimarisi alıyor. Platformlar artık sadece erişim değil, anlamlı temas alanları sunmak zorunda. Bu durum, markalar için sadece daha fazla içerik üretmenin değil, daha doğru bağlamda, daha dikkatli stratejilerle var olmanın önemini artırıyor.
Re:Cycle olarak bu dönüşümün sadece teknolojiyle değil, kullanıcı davranışıyla; sadece trendlerle değil, stratejiyle okunması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü geleceğin dijital başarısı, yalnızca görünmekte değil, gerçekten “bağ kurmakta” yatıyor.
Haftaya yine burada, daha derinden bakmak için buluşalım. 👋